Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü’nde, 5 Temmuz 1993’te PKK’lı teröristlerce katledilen 33 sivil, katliamın 32. yıl dönümünde düzenlenen törenle anıldı. Şehit mezarları başında dualar edilirken, törene siyasi parti liderleri, milletvekilleri, şehit yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Yapılan konuşmalarda birlik ve kardeşlik mesajları verildi.
Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar Köyü’nde 5 Temmuz 1993 tarihinde PKK’lı teröristler tarafından katledilen 33 sivil, katliamın 32. yıl dönümünde düzenlenen törenlerle anıldı. Başbağlar Şehitliği’nde gerçekleştirilen anma programında şehitler için dualar edildi, yakınları mezarları başında gözyaşlarıyla dua etti.
Anma törenine Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AK Parti Genel Başkan Vekili Efkan Ala, İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu, AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, İYİ Parti İstanbul Milletvekilleri Cihat Paçacı ve Buğra Kavuncu, Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, şehit aileleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Tören kapsamında katılımcılar ilk olarak Başbağlar Şehitliği’ni ziyaret ederek şehit mezarlarına karanfil bıraktı ve Kur’an-ı Kerim okuyarak dua etti. Ardından Başbağlar Köyü Meydanı’ndaki Kültür Evi’nde açılan müze gezildi.
Kültür Evi önünde devam eden tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve duaların ardından, olay tarihinde Kemaliye Kaymakamı olarak görev yapan Mülkiye Başmüfettişi Atilla Şahin ve CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba katılımcılara hitap etti.
Programda konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bundan tam 32 yıl önce hayattan koparılan kardeşlerimiz, evlatlarımızı mezarları başında rahmetle dualarla yad ederken unutmadığımız ve asla unutmayacağımız o tarifsiz acıyı tekrar yaşadık, ruhları şad, mekanları cennet olsun. 1993 yılı, Cumhuriyet tarihinin en karalık yıllarından biriydi, suikastlarla başladı, katliamlarla devam etti. Bingöl’de şehit edilen silahsız 33 Mehmet’imiz hemen ardından 2 Temmuz günü Madımak’ta yanan canlarımız ve 5 Temmuz’daki o büyük acı Başbağlar Katliamı, hepsi sadece insan oldukları için hedef alındı.”
AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ise konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaparak şunları söyledi: “Sizin ferasetiniz milletimizin duruşu, milletimizin yüreğinden gelen birlik bütün tuzakları tarumar etti, tuzakları kuranların başına geçirdi. Onun için milletimize buradan minnetimizi sunuyoruz. Sizleri ayrı ayrı bütün ailelerinizle birlikte milletimiz adına dua saygıyla selamlıyorum. Şehitlerimiz milletimizin şehitidir. Bugün Gazze’de ablukaya aldıkları o insanların feryadını yine en çok yüreğinde hisseden bizleriz. Gazze’de kardeşlerimizi açlığa mahkum ediyorlar. İşte başbağlarda yaptıkları o zulmün, o katliamın sonucunda nasıl ki Türkiye’den bir şey koparamadıkları gibi Türkiye’miz daha da birlik oldu ve büyüdü. İnsanlıktan nasibini almamış olanlar, insanlığın tarihini yazan başbağlardan bir şeyler öğrensinler. Duruşun, imanın, irfanın tarihini yazan başbağlardan bir şeyler öğrensinler. Bunun çabası içerisinde olacağız ve emin olun Türkiye’ye kurulan bütün tuzakları bertaraf etmiş olmanın gönül rahatlığıyla bizden ne isterseniz bizim vazifemizdir, bizim boynumuzun borcudur. Ama size ne yaparsak yapalım kendimize bir şey yapmış da diyemeyiz. Elbette meclisimizde arkadaşlarımızla güzelce oturur konuşuruz, yapabileceğimiz ne varsa da hükümet olarak yaparız, yapacağız. Burada farklı siyasi partilerden, farklı düşüncelerden arkadaşlarımız var ama güzel bir şekilde, şehitlerimize yakışır bir anma programı yapılıyor. İşte bize yakışan, Türkiye’ye gücü budur. Ayrı düşüncelere sahip olabiliriz ama vatan dedin mi, millet dedin mi, bayrak dedin mi, devlet dedin mi hep biriz, hep bir aradayız. Bunu da en iyi bilen ve gösteren Başbağlar oldu. Başbağların bu konuda kimseden bir şey öğreneceği yok ama herkese öğreteceği çok şey var. Onun içinde sizleri yürekten selamlıyorum. Kimsenin şüphesi olmasın Türkiyeyi büyük meselelerden kurtarmak için büyük gayret sarfediyoruz. Hiç merak etmeyin şehitlerimizin ruhunu incitecek, gazilerimizin ve milletimizin aleyhine hiçbir şey olmayacak. Bizler bu ülkeyi daha da güçlü yapalım diye uğraşıyoruz. Vatanımız, milletimiz ve bayrağımız söz konusu olunca birliği ve dirliğimizi sağlam tutmak için, Türkiye’yi terörden tamamen arındırmak için çabalıyoruz. Herhangi bir pazarlık, herhangi bir söz, sizin düşündüğünüz herhangi bir şey yoktur, bundan emin olun. Bizler artık Türkiye’nin terör gündeminden kurtulmasını istiyoruz. Yeter, kimsenin yararına olmayan ve herkesin zararına olan bu alçak saldırlardan Türkiye kurtulsun. Türkiye’de maşa arayıp, o maşaları da kullanarak Türkiye’nin geleceğine engel olmak isteyen güçler, engel olmak isteyen odaklarda artık bunları Türkiye’de bulamasın. Allah’ın izniyle devletimiz, milletimiz el ele ve daha güçlü bir Türkiye için çalışmalıyız ve çalışacağız. Bunun okulu da başbağlardır. Bunun okulu da Türkiye’nin mücadele tarihidir. Her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.”
Törende son olarak Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu söz aldı. Katliamın Türkiye’nin ortak hafızasında derin izler bıraktığını belirten Vali Aydoğdu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün burada, hepimizin ortak geçmişinde derin bir iz bırakan bir günü anmak üzere toplandık. Sizleri saygıyla selamlıyorum. Terör saldırısı neticesinde kaybettiğimiz 33 canımızı rahmetle yad ediyorum.
Zaman geçer, takvim değişir. Ama bazı tarihler vardır ki; yalnızca bir gün olarak kalmaz, bir hafızaya, bir duygular bütününe, bir toplumsal hatırlamaya dönüşür. 5 Temmuz 1993… Başbağlar’ın sessizliğine düşen o ağır acının tarihidir.
O gün, hayatın olağan akışı içinde yaşayan 33 sivil insanımız, hain terör saldırısıyla aramızdan alındı. Kaybettiğimiz her bir can; bir baba, bir evlat, bir komşu, bir vatandaş olarak aziz milletimizin bir parçasıydı. Masumiyetleriyle, kendi hâllerinde sürdürdükleri yaşamlarıyla bizdendiler, bizdiler.
O karanlık gün, sadece Başbağlar’ı değil, tüm Türkiye’yi derinden etkilemiştir. Ancak zaman içerisinde, acılar dayanışmaya, ortak sorumluluğa dönüşmüştür. Bu köy terk edilmemiş, unutulmamış, yalnız bırakılmamıştır. İnsanımız; sabırla, sükûnetle, devlete güvenerek, milletine yaslanarak hayata tutunmuştur.
Ülkemiz, uzun yıllar farklı sınamalardan geçti. Ancak bugün geldiğimiz noktada, geçmişin acılarından ders almış; huzuru, birliği önceleyen bir toplumsal iklimin giderek güçlendiğine hep birlikte şahitlik ediyoruz.
Farklı dünya görüşlerine sahip olabiliriz. Farklı şehirlerde, farklı kültürel çevrelerde büyümüş olabiliriz. Ama bayrağımız bir, vatanımız müşterek, geleceğimiz ortaktır. Ortak olan her şey; bizi bir araya getiren asıl unsurdur.
Bugün burada bir araya gelen her bir insanımız; Başbağlar’ın bizlere bıraktığı emanete sahip çıkmaktadır. Bu sahipleniş, insani bir duruştur. İnsan hayatına, insan onuruna, barışa ve birlikte yaşama kültürüne verilen kıymetin bir yansımasıdır.
Bugün bizler; farklı şehirlerden, farklı yaşlardan, farklı hayat tecrübelerinden ve dünya görüşlerinden gelen insanlar olarak Başbağlar’da bir araya geldik. Lâkin burada toplanmamıza vesile olan, şanlı bayrağımızın gölgesinde duyduğumuz ortak acı, paylaştığımız ortak hüzün ve sahip çıktığımız ortak duruştur. İşte bu duruş, bu birlik şuuru; bizleri millet kılan değerleri ayakta tutar, vatanımıza yönelen her türlü tehdide karşı yüreklerimizi siper etmemizi sağlar.
Başbağlar’ın emaneti; bize düşen en ağır, ama en şerefli miraslardan biridir. Bu emaneti çalışarak, üreterek, birbirimize kenetlenerek taşıyacağız. Ayrım yapmadan, ötekileştirmeden, birimizi diğerinden üstün tutmadan, bu vatanı hep birlikte yücelteceğiz.
Otuz üç canımızı yad etmek için bir araya gelerek acımıza ortak olan, hatıralarımıza sahip çıkan, kardeşlik duygusunu diri tutan tüm kıymetli misafirlerimize şükranlarımı sunuyorum.
Bu vesileyle; Sayın AK Parti Genel Başkan Vekiline, parti genel başkanlarına, milletvekillerine; acının mahzun ikliminde saf tutan, birliğin diliyle konuşan ve bu toprağın mazisinden geleceğine uzanan vicdan köprüsüne sadrını açan duruşlarından ötürü hemşehrilerimiz adına şükranlarımızı sunuyorum.
Rabbim bizlere her acının ardından umutla kalkmayı, her karanlığın ardından birlikte aydınlığa çıkmayı nasip eylesin. Başbağlar’da hayatını kaybeden tüm aziz şehitlerimizi rahmetle, minnetle, duayla yâd ediyorum. Ruhları şâd, mekânları âli olsun. Siz kıymetli hemşehrilerime, sabır, sağlık, selamet ve gönül huzuru diliyorum.
Unutmayalım ki: Emanet; hisseden için ağır ama aziz bir yüktür. Biz bu emaneti; sevgiyle, sadakatle, vefayla taşıyoruz. Ve taşıyacağız… Allah’a emanet olun.”