Erzincan’da motokurye olarak çalışan 21 yaşındaki Doğukan Şengül, trafikte yaşadıkları tehlikeleri, yeni kuralları ve mesleğin bilinmeyen yönlerini anlattı.
Erzincan’da yaklaşık 6 aydır motokurye olarak çalışan 21 yaşındaki Doğukan Şengül, mesleğin hem avantajlarını hem de zorluklarını anlattı. Hem avantajlarını hem de zorluklarını yaşayarak gördüğü mesleğini anlatan Şengül, kamuoyunda oluşan “kuryeler çok para kazanıyor” algısının tam olarak doğru olmadığını söyledi.
“Bir kurye 20 bin TL de kazanabilir, 100 bin TL de. Bu tamamen çalıştığın sisteme bağlı. Ama kazanç ne kadar yüksek olursa olsun, hiçbir para bizim canımızdan daha değerli değil. Çünkü biz trafikte her an ölümle burun burunayız.” Dedi.
Şengül, trafikte motosikletlere yeterince saygı gösterilmediğini, birçok kazanın da bu dikkatsizlikten kaynaklandığını belirtti.

“Kazalarda Suç Tek Taraflı Değil”
Son zamanlarda artan kurye kazalarına dikkat çeken genç kurye, hem motosiklet sürücülerinin hem de araç sahiplerinin daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı:
“Motor küçük olduğu için bazı kuryeler ‘aradan geçerim’ diyor ama bu çok riskli. Araç sürücüleri de aynaya bakmadan şerit değiştiriyor, kapı açıyor. Kaza olunca iki taraf da zarar görüyor. Bu yüzden herkes dikkatli olmalı.” Dedi .
Yeni Düzenlemeler ve Ekipman Zorunluluğu
Kuryelik sektöründe son dönemde birçok yeni kural getirildi. Şengül, artık kask, eldiven, dizlik gibi koruyucu ekipmanların zorunlu hale geldiğini hatırlattı:
“Eldiven takmayan kuryeye bile ceza kesiliyor. Ayrıca yurt içi taşımacılık için yeni bir belge zorunluluğu geldi. Ancak çoğu kuryede bu belge henüz yok. Bu durum cezai işlemlere neden olabiliyor.” İfadelerini kullandı.
Motor bakımlarının da hayati öneme sahip olduğunu söyleyen Şengül, “Her gün yüzlerce kilometre yapıyoruz. Fren balatası, yağ gibi parçalar çabuk aşınıyor. Fren tutmazsa hem kendi canımız hem de başkalarının hayatı tehlikede” dedi.
“Bazı Müşteriler ‘Yavaş Gelsin Ama Sağ Salim Gelsin’ Diyor”
Doğukan Şengül, çalıştığı firmada genellikle yiyecek ve içecek taşıdığını belirtti. Hız baskısının bazen tehlikeye yol açtığını da sözlerine ekledi:
“Yemek soğudu diye şikayet edenler oluyor ama bazı müşteriler not bırakıp ‘Yavaş da gelse olur, yeter ki dikkatli gelsin’ diyor. Bu tür insanlar bizi mutlu ediyor. Bizim için önemli olan para değil, can güvenliği.” Dedi.
“Yağmurda Fren Tutsun Diye Dua Ediyoruz”
Kuryeliğin en zorlu yönlerinden birinin hava şartları olduğunu dile getiren Şengül, özellikle yağmurlu ve karlı havalarda yaşadıkları sıkıntıları şöyle anlattı:
“Bazen kaymamak için 30-40 km hızla gidiyoruz. Hızlı gitsek duramayız, fren tutsun diye dua ediyoruz. Bu da paketin geç gitmesine neden oluyor ama en azından hayatta kalıyoruz.” Dedi.
Yakıtın bitmesi gibi küçük ama ciddi sorunların da işlerini aksattığını belirten Şengül, “Motoru iterek benzinliğe gitmek zorunda kalıyoruz, müşterilerse bazen anlamıyor.” dedi.
“Aralara Girmeyin, Acele Etmeyin”
Röportajın sonunda Doğukan Şengül, tüm meslektaşlarına önemli bir mesaj verdi:“Aralara girmeyin, acele etmeyin. Yemek birkaç dakika geç gitse de sorun değil, önemli olan sizin canınız. Trafikte biriyle tartışmak yerine plakasını alın ve polise bildirin. Hiçbir şey sağlığınızdan değerli değil.” Dedi.
Bir siparişin birkaç dakika erken gitmesi uğruna genç insanların hayatlarını riske atmaması gerektiğini vurgulayan Şengül, “Bizim için en büyük kazanç, eve sağ salim dönebilmek.” diyerek sözlerini tamamladı.
