Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

UĞURLU DEDE: “BU TOPRAKLARDA BİNLERCE YILDIR KARDEŞİZ”

Erzincan’da 96 yaşındaki Alevi dedesi Ahmet Uğurlu, Muharrem ayı vesilesiyle

Erzincan’da 96 yaşındaki Alevi dedesi Ahmet Uğurlu, Muharrem ayı vesilesiyle birlik, barış ve kardeşlik çağrısında bulundu. “Bu ay nefsi terbiye, kötü düşüncelerden arınma zamanıdır,” dedi.

Erzincan’da yaşayan ve bölge halkının saygı duyduğu isimlerden biri olan 96 yaşındaki Alevi dedesi Ahmet Uğurlu, Muharrem ayının gelişiyle birlikte yaptığı anlamlı açıklamalarla dikkat çekti. Yalnızca bir inanç büyüğü değil, aynı zamanda bir bilgelik taşıyıcısı ve kanaat önderi olan Uğurlu’nun çağrısı, toplumsal birlik ve beraberlik vurgusuyla Türkiye’nin dört bir yanında yankı buldu.

Uğurlu, Muharrem ayının İslam tarihi açısından taşıdığı derin anlamlara değinirken, özellikle Hz. Hüseyin’in Kerbela’da uğradığı zulmü anmanın sadece bir matem ifadesi olmadığını, aynı zamanda adalet, direnç, inanç ve insanlık onuru için verilen bir mücadelenin hatırası olduğunu vurguladı.

“Muharrem orucu sadece aç kalmak değildir. Bu oruç, Hz. Hüseyin’in adalet uğruna verdiği canı ve o uğurda susuz kalanları anlamaktır. Bu ayda oruç tutanlar, Allah’a teslim olur, nefsiyle hesaplaşır ve mazlumun yanında yer alır,” diyen Uğurlu, tüm İslam toplumuna birlik, dayanışma ve barış içinde yaşama çağrısında bulundu.

12 Gün Matem, 13. Gün Paylaşım ve Merhamet

Ahmet Uğurlu, Anadolu’nun kadim Alevi geleneği hakkında da bilgiler vererek Muharrem ayının ritüellerine dair önemli ayrıntılar paylaştı. Alevi inancına göre Kurban Bayramı’ndan 20 gün sonra başlayan bu kutsal ayda 12 gün boyunca oruç tutulduğunu, 13. gün ise aşure kaynatılarak komşularla ve yoksullarla paylaşıldığını belirtti.

“Oruç, yalnız mideyle değil, kalple tutulur. Bu oruçla insan kötü sözden uzak durur, kalbini kin ve öfkeden arındırır. Aşure de bunun sembolüdür; birlikteliğin, bereketin ve dayanışmanın yemeğidir,” diyen Uğurlu, toplumun manevi köklerine dönerek yeniden birleşmesi gerektiğini söyledi.

“İslam’ın Ruhu Barış, Sevgi ve Merhamettir”

Uğurlu’nun mesajlarının merkezinde İslam’ın özüne dair derin bir anlayış yer alıyor. “İslam teslimiyettir, barıştır, sevgidir. Allah’a teslim olan kişi, şerden uzak durur. Nefretle, düşmanlıkla değil; sabır, merhamet ve hoşgörüyle yürür,” ifadeleriyle Alevi dedesi, dinin yalnızca ritüellerden ibaret olmadığını, aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir ahlaki duruş olduğunu hatırlattı.

Muharrem orucunun sadece Alevilere ait bir ibadet olmadığını, İslam peygamberi Hz. Muhammed ve önceki peygamberlerin de oruç tuttuğunu belirten Uğurlu, bu ibadetin ortak bir değer olduğunu söyledi.

“Bu Topraklarda Binlerce Yıldır Kardeşçe Yaşadık, Yine Yaşayacağız”

Ahmet Uğurlu, açıklamalarının devamında Türkiye’nin içinde bulunduğu hassas süreçlere de değinerek, halkı dikkatli ve bilinçli olmaya çağırdı. Fitneye, ayrımcılığa ve dış müdahalelere karşı uyanık olunması gerektiğini vurgulayan Uğurlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “İçeride ve dışarıda türlü oyunlar oynanıyor. Bizim birlik olmamız lazım. Kürt, Türk, Alevi, Sünni, kim olursak olalım bu topraklar hepimizin. Yüzlerce yıldır aynı sofrayı paylaştık, aynı kıbleye döndük, aynı acıya gözyaşı döktük. Bu ülkeye hep birlikte sahip çıkacağız.”

Topluma Dua ve Moral: “Allah Birliğimizi Daim Kılsın”

Konuşmasının sonunda ellerini semaya açarak bir dua eden Uğurlu, hem toplumsal moral verdi hem de kalplerin ortak niyazını dillendirdi: “Ya Rabbi, bizi ayrılıklardan uzak tut. Ülkemizi fitneye, fesada düşürme. Ordumuzu güçlü, milletimizi dik tut. Düşmanlara fırsat verme. Bizi kardeşliğin gölgesinde yaşat.”

Bilgelik Dolu Bir Mesaj: Sadece Alevilere Değil, Tüm İnsanlığa

Ahmet Uğurlu’nun bu sözleri, yalnızca Alevi toplumu için değil, tüm toplum için bir uyanış, bir hatırlatma, bir çağrı niteliği taşıyor. Onun ağzından dökülen her cümle, yüzyılların birikimini taşıyan bir kültürün ve inancın sesi olarak yankı buluyor.

Gençlere ve gelecek nesillere yönelik önemli bir mesaj veren Uğurlu’nun çağrısı, birliğin, kardeşliğin ve ortak değerler etrafında buluşmanın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.