Erzincan’da kış aylarının çetin geçmesi nedeniyle arı kolonilerinde büyük kayıplar yaşanmıştı. Ancak doğa her zamanki gibi kendini yenilemeyi sürdürüyor. Mayıs ayının sonlarına yaklaştığımız bugünlerde, arıların oğul verme dönemi tüm canlılığıyla devam ederken, arıcıların yüzü de yeniden gülmeye başladı.
Geçtiğimiz kış Erzincan genelinde etkili olan dondurucu soğuklar ve uzun süren kar örtüsü, birçok arı kolonisinin zarar görmesine ve hatta tamamen yok olmasına neden olmuştu. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte doğanın uyanışı, arıcılara yeni bir umut sundu. Oğul verme dönemine girilmesiyle birlikte, arıcılar kaybettikleri kolonilerin yerine yenilerini kurmak için yoğun mesai harcıyor.
Arıcılıkta “oğul”, bir arı kolonisinin çoğalıp kovana sığamaz hale gelmesi sonucu, ana arı önderliğinde bir grup arının kovanı terk ederek yeni bir yuva aramasına verilen isimdir. Bu durum genellikle ilkbahar aylarında, özellikle bal kaynaklarının bol olduğu yıllarda daha sık görülür. Mayıs ayının başında başlayıp Haziran ortalarına kadar süren bu süreç, arıcılık açısından oldukça önemli bir dönemi temsil eder.
Oğul veren arılar genellikle ana arının peşinden ayrılarak yakındaki bir ağacın dalına veya korunaklı bir alana konar. Arıcılar da bu süreçte oğulu fark edip, uygun bir kovan hazırlayarak yeni bir koloni kurma şansı yakalar.
Üzümlü’de Oğul Bereketi
Bu yıl da Erzincan’ın Üzümlü ilçesine bağlı Ocakbaşı Köyü’nde bu doğa harikasına tanıklık edildi. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker ve beraberindeki ekip, köyde yaptığı ziyaret sırasında arıcılıkla uğraşan Kemal Akpolat’ın kovanından çıkan bir oğula rastladı.
Köyün sakinlerinden olan Kemal Akpolat, bahçesindeki ağacın dalına toplanan arı oğulunu büyük bir özenle yeni hazırladığı boş kovana aldı. Maskesini takarak hazırlıklarını tamamlayan Akpolat, dalda kümelenmiş oğulu, özel bir sopa yardımıyla kovana aktararak yeni bir koloninin temelini attı. O anlar, hem doğanın döngüsüne hem de insan emeğine tanıklık eden nadide görüntüler arasında yer aldı.
“Arıcılık Bizim Hayatımızın Bir Parçası”
Arıcılığın, Orman Köyü’nde yaşayanlar için bir geçim kaynağından çok daha fazlası olduğunu belirten Kemal Akpolat, kışın zorlu şartlarına rağmen bu mesleği severek yaptığını dile getirdi. “Bu iş bizim için sadece bal üretmek değil; doğayla kurduğumuz bir bağ, bir yaşam biçimi. Kışın kolonilerde kayıplar yaşasak da doğa bize oğul vererek yeniden başlama fırsatı sunuyor,” dedi.
Tarım İl Müdürü’nden Destek Mesajı
Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker ise yaptığı açıklamada, Erzincan’ın zengin florası ve el değmemiş doğasının, kaliteli bal üretimi için mükemmel bir ortam sunduğunu belirtti. “Kemal Bey gibi üreticilerimizin, bakir coğrafyalarda arıcılık yaparak Erzincan Balı’na değer katmaları çok kıymetli. Bu üretim hem ilimiz hem de ülkemiz için önemli bir zenginliktir,” ifadelerini kullandı.
Koçaker ayrıca, Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak arıcılara teknik destek sağladıklarını ve arıcılığın geliştirilmesi adına çeşitli projeler yürüttüklerini söyledi.
Oğul, Yalnızca Yeni Bir Koloni Değil, Aynı Zamanda Bir Umut
Erzincan’da oğul verme dönemi, sadece arıların doğal döngüsünün bir parçası değil; aynı zamanda zorlu şartlarla mücadele eden arıcılar için yeni başlangıçların da habercisi. Her bir oğul, doğanın insanla kurduğu yeniden doğuş anlaşmasının canlı bir simgesi olarak, arıcılara umut aşılıyor.