Haber: Muhammed Enes SEVİLİR
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması: Anadolu’nun Kilidi Erzincan” temalı sempozyumda, akademisyenler, siyasetçiler ve yerel yöneticiler bir araya geldi. Katılımcılar, Anadolu’nun tarihsel dönüşümünü, gönül medeniyetini ve vakıf kültürünü ele alarak Erzincan’ın bu süreçteki stratejik ve manevi önemine vurgu yaptı.

Erzincan, tarihsel mirası ve kültürel birikimiyle Anadolu’nun ruhunu yeniden anlamlandıran önemli bir bilimsel buluşmaya ev sahipliği yaptı. “Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması: Anadolu’nun Kilidi Erzincan” temasıyla düzenlenen Uluslararası Sempozyum, 23 ülkeden 180 katılımcı ve dört salonda 1.500 misafirle Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) ev sahipliğinde başladı.
Üç gün sürecek sempozyumda; Türklerin Anadolu’ya yerleşme süreci, kültürel dönüşüm, tasavvufun etkisi, vakıf medeniyetinin rolü ve toplumsal birlik konuları bilimsel oturumlarla ele alınacak.

AÇILIŞ PROGRAMINA YOĞUN KATILIM
Açılış programı, akademisyenler, bürokratlar, sivil toplum temsilcileri ve öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar arasında Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Erzincan Milletvekilleri Mustafa Sarıgül ve Süleyman Karaman, Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu, EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent ile çok sayıda davetli yer aldı.
Sempozyum, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmalarıyla başladı.

“DEPREM TEKNOLOJİLERİ VE TÜRK DÜNYASI, ÜNİVERSİTEMİZİN İKİ MİSYONUDUR”
İlk olarak Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdulkadir Gül kürsüye çıkarak sempozyumun amaç ve kapsamına dair konuşma yaptı.
Ardından EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent katılımcılara hitaben şunları söyledi:
“Anadolu’nun Kilidi Erzincan konulu bu anlamlı sempozyuma Erzincan’a, üniversitemize hoş geldiniz. Üniversitemizin ülkemize birbirinden önemli katma değeri olan iki misyonu bulunmaktadır. Bunlardan biri deprem teknolojileri, diğeri ise Türk dünyasıdır.
İçinde bulunduğumuz coğrafyada her iki alan da büyük önem arz etmektedir. Türk dünyasıyla ilgili 2022’den sonra yapılan birçok sempozyumda akademisyenlerimizin ortak olarak vardığı sonuç bildirgeleri, Türk dünyasına ışık tutmuştur.”
“CAMİ DE BİZİM, CEMEVİ DE BİZİM”
Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, konuşmasında birlik ve beraberlik vurgusu yaptı:
“Bu sempozyumun sonucunda inanıyorum ki şu kanaate varılacaktır: Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması, ‘Cami de bizim, cemevi de bizim; Alevi de bizim, Sünni de bizim; Kürt de bizim, Türk de bizim’ diyenlerin omuzları üzerinde inşa edilecektir.”
“AHLAKİ VE KÜLTÜREL DEĞERLER BİR ULUSUN TEMELİDİR”
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül ise kültürel ve ahlaki değerlere dikkat çekti:
“Bizler burada değerli ve entelektüel bir toplantıdayız. Bir ülkeyi yıkmak isteyenler önce o ülkenin ahlaki ve kültürel değerlerini yok ederler.
Tarih, tarihe meal olmalıdır. Bu kürsüden, Can Erzincan’dan diyorum ki: Alparslanlar da bizim, Fatih Sultan Mehmetler de bizim, Mustafa Kemal Atatürkler de bizimdir.”
“ERZİNCAN, ANADOLU’NUN TÜRKLEŞME SÜRECİNDE KİLİT NOKTADIR”
AK Parti Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman ise Erzincan’ın tarihsel önemine değinerek şunları söyledi:
“Anadolu’nun Kilidi Erzincan temalı sempozyumun şehrimizde yapılması ve tarihe ışık tutacak bir programda bir araya gelmekten mutluluk duyuyorum.
Erzincan, Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecinde stratejik, kültürel ve manevi açıdan büyük bir öneme sahiptir. Bu program, sadece Erzincan için değil, ülkemizin tarih arşivine de önemli bir katkı sunacaktır.”
“VAKIF MEDENİYETİ, GÖNÜLLERİN FETHİDİR”
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu, konuşmasında vakıf medeniyetinin Anadolu’nun Türkleşme sürecindeki rolünü şu sözlerle anlattı:
“Erzincan Üniversitemizin tarih bölümü hocalarının ekip ruhuyla hazırladığı bu sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Anadolu’da Türklerin var olması ve burayı vatan tutması 1071 Malazgirt Zaferi’yle başlamış, hemen akabinde Mengücek Gazi 1072 yılında bu toprakları fethederek bizlere vatan olarak bırakmıştır.
Mengücek Gazi, fethettiği bu toprakları sadece askerî olarak değil, gönülleri de fethederek mamur etmiştir. Horasan’dan gelen tasavvuf büyükleriyle bu topraklara merhamet, adalet ve iyilik aşılanmıştır.
Kalıcı olan, gönüllerin fethidir. Ecdadımız fethettiği hiçbir toprağı terk etmeyi düşünmemiştir. Bu toprakları mamur kılmak için vakıflar kurmuş, adalet getirmiştir.
Geçtiğimiz yıl arşiv taramalarında 1191 tarihli Mengücek Gazi Vakfiyesi’ni bulduk. Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında 62 bin vakıf kurulmuş, bunların 462’si Erzincan ve çevresinde yer almaktadır. Bu vakıflar yüzyıllar boyunca insanımıza hizmet etmiş, eğitimden suya, mektepten hamama kadar şehrimizi mamur etmiştir.”
“BİLİMSEL OTURUMLAR ÜÇ GÜN BOYUNCA DEVAM EDECEK”
Programın sonunda açılış oturumları ve bildiriler başladı. Katılımcılar, Anadolu’nun tarihsel kimliğini anlamlandıran sunumları ilgiyle dinledi. Üç gün sürecek sempozyum boyunca Türkiye’nin farklı üniversitelerinden ve Türk dünyasından gelen akademisyenler; tarihsel belgeler, kültürel süreçler ve manevi değerler ışığında Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması sürecine dair bildiriler sunacak.

“MUKADDES EMANETLER SERGİSİ” AÇILDI
Program kapsamında Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu ve beraberindekiler, Milli Saraylar ve Vakıflar Genel Müdürlüğü uhdesinde bulunan “Mukaddes Emanetler Sergisi”nin açılışını gerçekleştirdiler. Vali Aydoğdu ve beraberindekiler daha sonra sergiyi gezdi.
ERZİNCAN, BİLİMSEL VE MANEVİ BİR BULUŞMAYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen bu bilimsel buluşma, hem akademik hem de manevi anlamda derin bir iz bırakacak nitelikte görünüyor.

