Diş Hekimi Serdar Çetinkaya, diş çürüklerinin tamamen engellenebileceği bir aşı ya da ilaç bulunmadığını, ancak doğru ağız bakımıyla sağlıklı dişlere sahip olmanın mümkün olduğunu vurguladı.
Diş Hekimi Serdar Çetinkaya, diş çürümelerinin en büyük nedeninin ağız ve diş sağlığına yeterince özen göstermemek olduğunu belirterek, “Dişlerin düzenli fırçalanmaması, diş ipi kullanılmaması ve şekerli gıdaların fazla tüketilmesi, ağız içindeki bakterilerin çoğalmasına ve diş yüzeyinde delikler oluşmasına yol açar” dedi.

Ağızda doğal olarak bulunan bakterilerin, besin artıklarıyla birleştiğinde asit ürettiğini belirten Çetinkaya, bu asitlerin diş minesini zayıflatarak çürüğe neden olduğunu ifade etti. “Karbonhidratlı, yapışkan ve şekerli yiyecekler diş yüzeyinde uzun süre kalırsa bakteriler bu ortamda çoğalır. Bu da mine tabakasının çözülmesine ve dişte oyuklar oluşmasına sebep olur” diye konuştu.
“FLORÜR EKSİKLİĞİ VE KÖTÜ ALIŞKANLIKLAR ÇÜRÜK RİSKİNİ ARTIRIYOR”
Çetinkaya, çürüğün her yaş grubunda görülebileceğini ancak bazı kişilerde riskin daha yüksek olduğunu söyledi:
“Beslenmesinde şekerli gıdalara ağırlık veren, içme sularında florür oranı düşük olan ve sigara kullanan bireylerde çürük riski daha fazladır. Ayrıca tükürük akışını azaltan hastalıklar ve ilaçlar da çürük oluşumunu hızlandırmaktadır.”
DİŞ ÇÜRÜĞÜ ÖNLENEBİLİR
Günümüzde çürükleri tamamen ortadan kaldıracak bir ilaç veya aşı bulunmadığını hatırlatan Çetinkaya, ancak doğru bakım alışkanlıklarıyla sağlıklı dişlere sahip olmanın mümkün olduğunu vurguladı:
“Sabah kahvaltısından sonra ve akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanımı ve düzenli diş hekimi kontrolleri çürüğü büyük ölçüde önler. Erken teşhis, dişin kurtarılmasında en etkili yoldur.”
DİŞ AŞINMALARINA DİKKAT
Dişlerin yaşam boyunca fiziksel ve kimyasal etkenlere maruz kaldığını belirten Çetinkaya, aşınma türleri hakkında da bilgi verdi:
“Atrizyon dişlerin birbirine sürtünmesiyle, abrazyon ise yabancı cisimlerin dişlere temasıyla oluşur. Abfraksiyon, çiğneme kuvvetlerinin etkisiyle diş kökünde oluşan kama şeklinde aşınmalardır. Erozyon ise asitli içeceklerin diş dokusunda oluşturduğu kimyasal kayıptır.”
DİŞETİ HASTALIKLARI DİŞ KAYIPLARININ BAŞLICA NEDENİ
Periodontal hastalıkların, erişkinlerde diş kayıplarının yüzde 70’inden sorumlu olduğunu ifade eden Çetinkaya, dişeti iltihaplarının (gingivitis) erken evrede teşhis edilmesi halinde kolayca tedavi edilebildiğini söyledi.
“Tedavi edilmediğinde periodontitis gelişir ve bu durumda çene kemiğinde kalıcı hasar oluşur. Sonuçta dişlerde sallanma ve diş kaybı meydana gelir.”
DİŞETİ ÇEKİLMESİ VE HASSASİYET UYARISI
Diş eti çekilmesinin estetik kaygıların yanında ciddi hassasiyet sorunlarına da yol açtığını belirten Çetinkaya, tedavi edilmediğinde diş kaybına kadar ilerleyebileceğini ifade etti.
Ayrıca diş hassasiyetine dikkat çeken Çetinkaya, “Asitli yiyecek ve içecekler diş minesini aşındırır. Sert fırçalarla veya aşırı güçle yapılan fırçalama da dişlere zarar verir. Hassas dişlere sahip kişiler, mutlaka diş hekimi tavsiyesiyle uygun fırça seçmelidir” dedi.
ORTODONTİK TEDAVİ HER YAŞTA MÜMKÜN
Ortodontinin diş ve yüz düzensizliklerinin tedavisinde önemli bir alan olduğunu belirten Çetinkaya, “Eğer iskeletsel bir problem yoksa ortodontik tedavi her yaşta yapılabilir. Ancak iskeletsel sorunlarda çocukluk ve ergenlik dönemi tedavi açısından çok daha avantajlıdır” ifadelerini kullandı.
