Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Filistin Bir Coğrafya Değil, Bir Vicdan Sınavıdır”

EBYÜ Akademi ve Değerler Kulübü’nün düzenlediği programda gazeteci-yazar Taha Kılınç,

EBYÜ Akademi ve Değerler Kulübü’nün düzenlediği programda gazeteci-yazar Taha Kılınç, “Dil ve İşgal” kitabı üzerine Kudüs, Filistin ve tarih bilinci ekseninde dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi, EBYÜ Akademi ve Değerler Kulübü tarafından organize edilen anlamlı bir programa ev sahipliği yaptı. Gazeteci–yazar Taha Kılınç, “Dil ve İşgal” temalı söyleşiyle öğrenciler ve davetlilerle buluştu. Programa Vali Yardımcısı Rümeysa Sena Kurt, rektör yardımcısı Prof. Dr. Çağrı Çırak , Türkiye Yazarlar Birliği Erzincan Şube Başkanı Gazeteci Yazar Halil İbrahim Özdemir ve çok sayıda akademisyenler katıldı. Söyleşi, İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından başladı.

Konuşmasına insanlık tarihindeki büyük kırılmaların çoğunun bireylerin aldığı cesur kararlarla şekillendiğini hatırlatarak başlayan Kılınç, şehirlerin de aynı şekilde insanı dönüştüren bir kimlik taşıdığını vurguladı. “Biz şehirleri inşa ederiz ama şehirler de bizi yeniden yoğurur,” dedi.

Kudüs’ün yüzyıllardır savaşların, işgallerin ve büyük medeniyetlerin mücadele alanı olduğunu hatırlatan Kılınç, üç semavi dinin merkezinde yer alan bu şehrin, tarih boyunca taşıdığı anlamla bugün de insanlığı test etmeye devam ettiğini belirtti. İngiliz işgaliyle başlayan sürecin, Osmanlı’nın çekilmesinin ardından çok daha karmaşık bir yapıya büründüğünü kaydeden Kılınç, Batı’nın yürüttüğü organize propaganda faaliyetlerinin günümüzde bile etkisini sürdürdüğünü söyledi.

“Kudüs’ü anlamak için tarihî hafızaya dönmek şarttır,” diyen Kılınç, Seyahatname-i Kudüs ve Küçük Kudüs Antolojisi gibi eserlerin bu boşluğu doldurma açısından değerli birer kaynak olduğunun altını çizdi. “Bugün Gazze’de yaşanan katliamları, Filistin halkının maruz kaldığı zulmü anlamak istiyorsak, hafızayı canlı tutmamız gerekiyor,” ifadelerini kullandı.

Taha Kılınç özellikle şu sözleriyle salonda büyük ilgi topladı:

“‘Filistinliler topraklarını sattı’ söylemi tarihin en büyük yalanıdır. Tarihi bilmeyen toplumları yönlendirmek kolaydır. Dili işgal edilen toplumların önce hafızası, sonra iradesi zayıflatılır.” Dedi.

Kılınç, ümmetin geleceğini belirleyen dört büyük İslam şehrine (Kudüs, Mekke, Medine, İstanbul) dikkat çekerek, bu şehirlerin tarih boyunca kritik dönüm noktalarının merkezinde yer aldığını hatırlattı. Müslümanların bugün en büyük sorunlarından birinin kendi şehirlerini yeterince tanımadan yaşamak olduğunu söyleyen Kılınç, “Her ülke ya ekonomik, ya kültürel ya da zihinsel olarak işgal edilir. Bunun ilk adımı da dildir,” dedi.

Hazreti Ömer’in fetih sürecinden günümüze kadar Kudüs’ün defalarca işgale uğramasına rağmen kimliğini koruyabilmiş olmasını, ümmetin tarihsel direncine bağlayan Kılınç, Mescid-i Aksa’nın hedef alınmasının da bu kimliğe saldırıların bir parçası olduğunu belirtti. “Bugün Filistin’de yaşananlar, 75 yıldır süren planlı bir kuşatmanın sonucudur,” ifadelerini kullandı.

Şehrin ruhunu anlamak için Kudüs’ün sokaklarında yürümek gerektiğini de vurgulayan Kılınç, “Modern dünyanın tüketim odaklı yaşamı bu dili törpülüyor. Gençler Kudüs’ü sosyal medyaya sıkıştırılmış bilgi kırıntılarından öğrenemez,” dedi.

Dijital dünyadaki manipülasyonların Filistin meselesini gölgelediğini ifade eden Kılınç, gerçek bilgiyi aramanın bir vicdan meselesi olduğunu belirtti. “Zulüm nerede yaşanırsa yaşansın insanlığın ortak acısıdır,” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Konuşmasının bir bölümünde Siyonizmin tarihsel propaganda gücüne değinen Kılınç, şu önemli notu paylaştı:

“Siyonizmin kurucularının çoğunun gazeteci, yazar ve danışman olması tesadüf değildir. Zihni işgal etmeden toprak işgal edilemez. Bugün de bu yöntem medya, kültür ve dijital platformlar üzerinden devam ediyor.” Diye ifade etti.

Filistin meselesinin yalnızca siyasi değil, aynı zamanda ahlaki bir sınav olduğunun altını çizen Kılınç, Kudüs’ün geçmişini bilmenin geleceğe rehberlik edeceğini belirterek, “Kudüs düşerse ümmetin kalbi yara alır. Kudüs’e sahip çıkmak sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın görevidir,” dedi.

Programın sonunda soru–cevap bölümü gerçekleştirildi. Katılımcıların yoğun ilgisiyle geçen söyleşi, Taha Kılınç’ın kitaplarını imzaladığı anlamlı bir imza töreniyle sona erdi.