12 Mayıs Hemşireler Günü, bu yıl yalnızca bir kutlama değil, sağlık sektörünün görünmeyen yükünü taşıyan hemşirelerin ve diğer sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunlara dikkat çekilen anlamlı bir güne dönüştü. Sağlık sisteminin omurgasını oluşturan hemşireler, yoğun iş temposu, ağır iş yükü ve yetersiz desteklerle görevlerini büyük bir özveriyle sürdürüyor. Bugün yapılan açıklamalarda, sağlık çalışanlarının içinde bulunduğu zorlu koşullara vurgu yapıldı ve çözüm için somut adımlar atılması çağrısında bulunuldu.
Bir Hemşireye 15-20 Hasta: Tükenmişliğin Tablosu
Sağlık çalışanlarının karşı karşıya olduğu en önemli sorunların başında personel yetersizliği geliyor. Bir hemşirenin ortalama 15 ila 20 hastaya bakmak zorunda kaldığı servislerde, hem fiziksel hem de mental tükenmişlik ciddi boyutlara ulaşıyor. Bu yoğun tempoda çalışan hemşirelerin temel ihtiyaçları dahi göz ardı ediliyor. Örneğin, hastanelerde verilen kahvaltıların doyuruculuktan uzak olması, sağlık çalışanlarının günlük enerji ihtiyacını karşılamaktan bile uzak kalıyor.
Teşvik Desteği Eriyor, Tehdit ve Baskı Artıyor
Teşvik katsayılarının düşürülmesiyle birlikte, hemşireler ve sağlık çalışanları hak ettikleri maddi destekten mahrum bırakılıyor. Bununla da kalmıyor; görev tanımı dışında işler baskı yoluyla yaptırılmaya çalışılıyor. “Memnun değilsen yerini değiştirelim” gibi tehdit içeren söylemler, çalışanların moralini bozmakta ve kurumsal güveni zedelemektedir.
Hekim dışı sağlık çalışanlarının yıllardır üvey evlat muamelesi gördüğü ifade edilirken, kıyafet yönetmeliği bile bu ayrımcılığı gözler önüne seriyor. Üniforma giyme zorunluluğu yalnızca hekim dışı personel için geçerli olurken, giyim yardımı da eşit ve adil biçimde dağıtılmıyor. İşçi statüsünde çalışanlara yılda iki kez toplamda 1800 TL giyim yardımı yapılırken, sağlık çalışanlarına sadece yılda bir kez 75 TL veriliyor.
Ebelik ve Laboratuvar Hizmetleri Göz Ardı Ediliyor
Sağlık sisteminin temel taşlarından biri olan ebelerle ilgili projelerin yavaş ilerlemesi, bu alandaki çalışanların desteklenmesini geciktiriyor. Ebelik mesleği, sahada büyük bir özveriyle yürütülürken, teşviklerin eksikliği motivasyon kaybına neden oluyor. Bazı kurumlarda resmi bir icap listesi olmamasına rağmen, ebeler 16 saatlik nöbete görevlendirme yazısı dahi olmadan birden fazla birimde çalıştırılıyor. Aynı şekilde laboratuvar teknisyenleri de bulaşıcı hastalıklara karşı ciddi risk taşıyan örneklerle çalışmasına rağmen, riskli birim statüsünde sayılmıyor ve bu nedenle hem güvenlik önlemleri hem de maddi haklar bakımından ciddi mağduriyet yaşıyor.
Çalışma Koşulları İyileştirilmeden Kaliteli Sağlık Hizmeti Mümkün Değil
Sağlık çalışanlarının hizmet kalitesini artırabilmeleri, onların fiziksel ve ruhsal açıdan iyi olmalarıyla doğrudan ilgilidir. Uzmanlara göre, sağlıkta sürdürülebilir ve nitelikli hizmet ancak sağlık çalışanlarının desteklenmesiyle mümkündür. Bu sebeple; adil bir teşvik sistemi, sağlıklı çalışma ortamı, yeterli dinlenme süreleri ve ekonomik olarak destekleyici önlemler hayata geçirilmelidir.
Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği Kurulmalı
Yapılan açıklamalarda, yalnızca günü kutlamak değil, sağlık çalışanlarının sesini daha gür duyurmak ve haklarını savunmak gerektiğine dikkat çekildi. Herkes için sağlıklı bir geleceğin ancak sağlık emekçilerinin haklarının korunmasıyla mümkün olduğu belirtilerek, yıllardır sağlık çalışanlarının talep ettiği ve “kanayan yara” olarak nitelendirilen Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği’nin bir an önce kurulması gerektiği vurgulandı.
Hemşireler Günü vesilesiyle yapılan bu açıklama, sağlık çalışanlarının yaşadığı sıkıntıları bir kez daha kamuoyunun gündemine taşırken, yetkililere de sorunların çözümü noktasında harekete geçme çağrısı niteliği taşıyor.