Serdar Çetinkaya: “Diş çürüğü ihmalin Sonucudur”

Diş Hekimi Serdar Çetinkaya, diş çürüklerinin tamamen engellenebileceğini belirterek, “Doğru ağız bakımı ve düzenli kontrollerle sağlıklı dişlere sahip olmak mümkün” ifadelerini kullandı.

Diş Hekimi Serdar Çetinkaya, ağız ve diş sağlığının ihmal edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, diş çürükleri başta olmak üzere diş aşınmaları, dişeti hastalıkları ve diş hassasiyeti gibi yaygın problemler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Çetinkaya’ya göre, bu sorunların temelinde genellikle yetersiz ağız hijyeni ve yanlış beslenme alışkanlıkları yatıyor.

DİŞ ÇÜRÜKLERİ NASIL OLUŞUR VE NASIL ÖNLENİR?

Çetinkaya’nın aktardığına göre, diş çürüğünün ana nedeni ağız ve diş sağlığına yeterince özen göstermemek. Ağızda doğal olarak bulunan bakteriler, özellikle şekerli ve nişastalı (karbonhidratlı) yiyecek ve içecek kalıntılarıyla beslenerek asit üretirler. Bu asitler, dişin sert dokusu olan mineyi zamanla çözerek zayıflatır ve diş yüzeyinde hekimlerin kavite adını verdiği oyuklara yol açar. Yetersiz fırçalama, diş ipi kullanmamak ve asitli/şekerli gıda tüketimi bu süreci hızlandırır.

KİMLER RİSK ALTINDA?

• Beslenmesinde yüksek oranda karbonhidratlı ve şekerli gıdalar tüketenler.
• Sularında florür oranı düşük olan bölgelerde yaşayanlar.
• Tükürük akışını azaltan hastalıkları veya ilaçları kullananlar.

ÖNLEME YOLLARI:

Çetinkaya, diş çürüğünü tamamen engelleyen bir aşı olmasa da, düzenli ve etkin bakımla sağlıklı dişlere sahip olmanın mümkün olduğunu belirtiyor:

1. Düzenli Fırçalama: Sabah kahvaltısından sonra ve akşam yatmadan önce dişlerin fırçalanması.
2. Diş İpi Kullanımı: Yemek artıklarının en çok biriktiği diş aralarının her gün diş ipi ile temizlenmesi.
3. Sağlıklı Beslenme: Şekerli yiyecekleri ana öğünlerde tüketmeye çalışmak ve öğün aralarında bir şey yememeye gayret etmek.
4. Düzenli Hekim Kontrolü: Çürüklerin erken dönemde tespiti için düzenli aralıklarla diş hekimi ziyaretleri.

DİĞER AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI PROBLEMLERİ

DİŞ AŞINMALARI: Çetinkaya, dişlerin yaşam boyu kimyasal ve fiziksel etkenlere maruz kaldığını belirterek dört ana aşınma türünü açıkladı:

• Atrizyon: Dişlerin birbirine teması sonucu oluşan fizyolojik aşınma.
• Abrazyon: Yabancı cisimlerin dişlerle teması sonucu oluşan aşınma (örneğin yanlış fırçalama).
• Abfraksiyon: Yanlış oklüzal kuvvetlerin dişin boyun bölgesinde (kole) yarattığı kama şekilli lezyonlar.
• Erozyon: Fiziksel etki olmadan, ağıza giren asitlerin diş dokusunda yarattığı kayıp.

DİŞETİ HASTALIKLARI (PERİODONTAL HASTALIKLAR): Erişkinlerde diş kayıplarının %70’inden sorumlu olan bu hastalıklar, dişeti iltihabı (Gingivitis) ile başlar. Tedavi edilmezse Periodontitis‘e ilerleyerek çene kemiğinde geriye dönüşsüz hasara, dişlerde sallanmaya ve sonuçta diş kaybına yol açabilir.

DİŞETİ ÇEKİLMESİ: Tedavi edilmeyen diş hastalıkları ve diş taşları nedeniyle diş etinin konumunun değişerek diş kök yüzeyini açması durumudur. Estetik ve hassasiyet şikayetlerine neden olan bu durum, ilerlediğinde diş kaybına sebep olabilir ve koruyucu, idame edici veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir.

DİŞ HASSASİYETİ: Çoğunlukla diş eti çekilmesi veya diş minesi aşınması sonucu gelişen yaygın bir problemdir. Dişin iç kısmı olan dentin açığa çıktığında, soğuk veya asitli gibi dış tetikleyiciler dişin hassas bölgelerini uyararak kısa süreli rahatsızlığa neden olur. Çetinkaya, sert fırçalama ve yanlış diş fırçası kullanımının hassasiyeti artırdığını, bu nedenle hekim tavsiyesi alınması gerektiğini belirtiyor.

ORTODONTİ: Diş Hekimi Çetinkaya, diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile ilgilenen ortodonti tedavisinin her yaşta uygulanabileceğini vurguladı. Sadece dişlerdeki çapraşıklıklar her yaşta düzeltilebilirken, iskeletsel sorunlar ergenlik döneminde ortopedik yaklaşımlarla, yetişkinlikte ise ortognatik cerrahi ile birlikte ortodontik tedavi gerektirebilir.

Okul Başarısının Sırrı Sağlıklı Beslenmeden Geçiyor

Okul çağındaki çocukların yeterli ve dengeli beslenmemesi, hem hastalıklara hem de okul başarısında düşüşe yol açıyor.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Yiğit Ensar Çetinkaya, çocukluk döneminde sağlıklı beslenme ve aktif yaşam tarzının önemine dikkat çekerek, ebeveynleri ve eğitimcileri uyardı. Çetinkaya, çocuklukta edinilen beslenme alışkanlıklarının yalnızca fiziksel gelişimi değil, aynı zamanda ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek kronik hastalıklar için de temel risk faktörlerini oluşturduğunu vurguladı.

“SAĞLIKLI BESLENME, BÜYÜME VE GELİŞMENİN ANAHTARI”

Diyetisyen Yiğit Ensar Çetinkaya, özellikle hızlı büyüme ve gelişme evresinde olan okul öncesi ve okul çağı çocuklarının besin öğelerine olan ihtiyacının diğer dönemlere kıyasla daha yüksek olduğunu belirtti. Bu kritik dönemde kazanılan yeme alışkanlıklarının yaşam boyu sürdüğünü ifade eden Çetinkaya: “Çocukluk döneminde beslenme yetersizlikleri ve dengesiz beslenme, çocukların hastalıklara karşı dirençsiz olmasına, sık hastalanmasına ve dolayısıyla okul başarısının düşmesine neden olur,” dedi.

Çetinkaya’ya göre, yanlış beslenme alışkanlıkları ilerleyen yıllarda kalp hastalıkları, yüksek tansiyon ve şişmanlık gibi ciddi sağlık sorunlarının temelini oluşturuyor.

HAREKETSİZ YAŞAM TARZINA DİKKAT!

Sağlıklı beslenmenin yanı sıra, çocukların daha hareketli bir yaşam tarzı benimsemelerinin de hayati öneme sahip olduğunun altını çizen Çetinkaya, fiziksel aktivite düzeyinin artırılmasının çocukların sosyal, zihinsel ve bedensel gelişimlerine büyük katkı sağlayacağını söyledi.

EBEVEYNLER VE EĞİTİMCİLER NE YAPMALI?

Beslenme uzmanı, çocukların sağlıklı büyümesi, gelişmesi ve okul başarısının artırılması için ebeveynlere ve eğitimcilere seslendi:

SEVGİLİ ANNE VE BABALAR:

Çetinkaya, çocukların ev dışında daha fazla beslendiği bu dönemde ebeveynlerin bilinçli olması gerektiğini belirtti: “Amacınız sadece çocuğunuzun karnını doyurmak mı, yoksa büyümesi için gerekli olan besinleri doğru miktarda almasını sağlamak mı? Her sevdiği besin onun için yararlı olmayabilir. Çocuğunuzun beslenme alışkanlıkları, sağlığını, başarısını ve mutluluğunu doğrudan etkiler.” Uzman, ebeveynlerin bu konularda bilgi edinerek çocuklarının sağlıklı gelişimini desteklemesi gerektiğini ifade etti.

DEĞERLİ EĞİTİMCİLER:

Okul çağının, davranışların büyük ölçüde oluştuğu önemli bir dönem olduğunu vurgulayan Çetinkaya, eğitimcilerin rolüne değindi: “Yetersiz beslenme, çocukları hastalıklara karşı dirençsiz kılar ve devamsızlık nedeniyle okul başarısını düşürür. Lütfen öğrencilerinize sağlıklı beslenme ve aktif yaşamın önemini anlatan doğru mesajları ulaştırın.”

Diyetisyen Yiğit Ensar Çetinkaya, dengeli ve yeterli beslenmenin temelini oluşturan günlük tüketilmesi önerilen besin grupları hakkında bilgi edinilmesi ve çocukların bu doğrultuda teşvik edilmesi gerektiğini hatırlatarak sözlerini noktaladı.