Haber: Muhammed Enes Sevilir

Erzincan’da farklı mesleklerden 12 kişilik arkadaş grubu, yıllar sonra bir araya gelerek yöresel halk oyunlarını öğrenmeye başladı. Kültürel mirası yaşatmak ve gençlere örnek olmak isteyen grup, “Geç kaldık ama kaybolan değerlerimizi yeniden canlandırmak istiyoruz” diyerek kentin unutulan oyunlarını yeniden sahneye taşıyor.

Erzincan’da yıllardır dostluklarını sürdüren bir grup arkadaş, gençlik yıllarında ilgi duymalarına rağmen bir türlü fırsat bulamadıkları halk oyunlarına yıllar sonra gönül verdi. Aralarında esnaf, memur, iş insanı, avukat ve şoförlerin bulunduğu 12 kişilik grup, Belediye Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesindeki kurslarda bir araya gelerek Erzincan yöresinin unutulmaya yüz tutmuş halk oyunlarını yeniden sahneye taşımak için haftada birkaç gün ter döküyor.

Yaşları 40 ile 50 arasında değişen grup üyeleri, hem geçmişle bağ kurmayı hem de çocukluklarından bu yana dinledikleri ezgileri yeniden canlandırmayı hedefliyor. Onlara göre halk oyunları, sadece bir dans değil, aynı zamanda bir kimlik, bir kültür dili ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras.

Yaklaşık 30 yıldır halk oyunları eğitmenliği yapan Enver Aydemir, bu özel grubun örnek bir girişim sergilediğini belirterek, “Gençlerimizin ilgisinin azaldığı bir dönemde, orta yaşlı vatandaşlarımızın bu şekilde bir araya gelmesi kültürel anlamda çok kıymetli. Halk oyunları bir toplumun ruhudur, geçmişin duygularını bugüne taşır. Erzincan yöresi çok zengin bir folklorik geçmişe sahip. Bu arkadaşlar, bu zenginliği yeniden canlandırıyorlar. Onların enerjisi, bu işin sadece gençlere ait olmadığını da gösteriyor.” diye konuştu.

Katılımcılardan öğrenci ve personel taşımacılığı yapan Emrah Gezay (45), çocukluk yıllarında düğünlerde oynanan oyunları büyük bir özlemle hatırladığını belirterek, “Eskiden düğünlerde her yaştan insan bu oyunları oynardı. Şimdi çoğu unutuldu. Biz de dedik ki, bu değerleri kaybolmadan yeniden canlandıralım. Yaş ilerledikçe insan köklerine daha çok dönüyor. Halk oyunları da bizim kökümüz, geçmişimiz.” ifadelerini kullandı.

Kentte kafe işleten Serkan Türk (43) ise, yoğun iş temposu arasında bu etkinliğin kendilerine hem fiziksel hem de ruhsal olarak iyi geldiğini söyledi. Türk, “Günümüz insanı hep bir koşturmacanın içinde. Biz burada hem eğleniyoruz hem de stres atıyoruz. Halk oyunlarıyla birlikte çocukluğumuza dönüyoruz. Ayrıca Erzincan’ın kültürünü canlı tutmak bizi mutlu ediyor.” dedi.

Çiçekçi Volkan Karakaş (49) da, yıllardır arkadaşlarıyla bir araya geldiklerinde kültür üzerine sohbet ettiklerini, ancak artık bu sohbetleri eyleme dönüştürdüklerini belirterek şunları söyledi:

“Eskiden kahvede oturur, gençliğimizden, eski düğünlerden, köy oyunlarından bahsederdik. Şimdi o anıları yeniden yaşıyoruz. Bu bizim için hem nostalji hem de kültürel bir görev. Artık gençlerimize örnek olmanın zamanı geldi. Biz başladık, onlar da devam etsin istiyoruz.”

Aşçı ve Lokantacılar Odası Başkanı Erkan Telçeken (48) ise, halk oyunlarına olan ilgisini yıllardır içinde taşıdığını, ancak o hevesi oğlu ile birlikte bu kurs sayesinde gerçekleştirme fırsatı bulduğunu söyledi. Telçeken, “Oğlumla aynı sahnede oynamak benim için tarifsiz bir mutluluk. Hem bir baba olarak hem bir Erzincanlı olarak gurur duyuyorum. Bu kültürü biz yaşatmazsak kim yaşatacak?” diye konuştu.

Grubun en genç üyesi Yusuf Taha Telçeken (24) de babasıyla aynı ekipte yer almaktan büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek, “Arkadaşlarıma da söylüyorum, sadece müzik dinlemekle olmaz, bu oyunları öğrenmek de gerekiyor. Çünkü biz oynadıkça Erzincan kültürü sahnede kalmaya devam edecek.” dedi.

Kurslarda öğrenilen oyunların, ilerleyen dönemde çeşitli etkinliklerde sahnelenmesi planlanıyor. Grup üyeleri, Erzincan barından tuluma, halaydan temsili köy düğünlerine kadar birçok yöresel figürü yaşatmak için çalışmalarını sürdürüyor.

Kültür ve Sanat Merkezi yetkilileri ise bu tür kurslara son dönemde farklı yaş gruplarından katılımın arttığını, özellikle orta yaş grubunun kültürel değerlere sahip çıkma noktasında büyük bir istek gösterdiğini belirtti.

Erzincan’da 35 yılı aşan dostluklarını kültürel bir çabayla taçlandıran bu grup, artık sadece eski bir arkadaş topluluğu değil, aynı zamanda kentin kültürel belleğini yaşatan gönüllü halk oyunları ekibi olarak da anılıyor.