Teknik servis Aydın Köker, kayıt dışı telefonların IMEI’siz olduğunu, servis desteği alamadığını ve şebeke bağlantısının kesilebileceğini belirterek kullanıcıları uyardı. Kaçak telefonların devletin vergi gelirlerini de olumsuz etkilediğine dikkat çekti.
Erzincan’da uzun yıllardır teknik servis alanında faaliyet gösteren Aydın Köker, son dönemde artan kaçak telefon kullanımıyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Köker’e göre, kaçak telefonlar görünüşte Türkiye’de satılan modellerle birebir aynı, ancak arka planda büyük farklar bulunuyor.
Köker, “Kaçak telefon dediğimiz unsur, ülke sınırları içine yurtdışından getirilen ve kayıt altına alınmamış cihazlardır. Yani teknik olarak aynı olsa da, sistem tarafından tanınmayan bir cihazdan söz ediyoruz,” ifadelerini kullandı.
FARK SADECE GÖRÜNMEZ BİR KODDA GİZLİ
Köker, bu cihazların en önemli farkının IMEI numarasının kayıtlı olmaması olduğunu belirtti. Bu numara cihazın kimliği niteliğinde ve Türkiye’deki yasal sistemlerde görünmez hâle geldiğinde, cihazın resmi varlığının ortadan kalktığını ifade etti. “Türkiye’de satılan eşdeğer modellerle donanımsal olarak hiçbir farkı yok. Ancak IMEI’si kayıtlı değilse devlet onu tanımıyor. Kullanıcılar kısa süre sonra bu farkın sonuçlarını ağır bir şekilde yaşıyor,” dedi.

Kaçak telefonların en büyük riski ise teknik servis ve şebeke desteğinin olmaması. Köker, “Cihaz arıza yaptığında, örneğin ekranı kırıldığında ya da bataryası bozulduğunda yetkili servis bu cihazlara hizmet vermez, çünkü sistemde cihazın kaydı yoktur. Ayrıca bu cihazlar belirli bir süre sonra şebeke erişimini kaybediyor; yani hattı ve interneti kullanılamaz hâle geliyor. Bu da telefonu işlevsiz hâle getiriyor,” diye uyardı.
iOS VE ANDROİD ARASINDAKİ FARK
Köker, yazılım altyapısına göre değişen teknik detaylara da değinerek, “Android tabanlı cihazlarda IMEI değişikliği yapılabiliyor çünkü açık kaynaklı bir yazılım sistemi var. Ancak iOS yani iPhone’larda bu mümkün değil. Apple’ın sistemi kapalıdır ve güvenlik duvarı çok güçlüdür. Dolayısıyla iPhone kullanıcıları için kaçak cihaz almak daha büyük risk taşıyor,” dedi.
KAYIT ALTINA ALINMAZSA NE OLUR?
Kaçak cihazların yasal hâle gelmesi için tek yolun pasaport kaydı olduğunu belirten Köker, sistemin nasıl işlediğini de açıkladı. “Yurt dışından getirilen cihaz, bir pasaport üzerine kaydedilip vergisi ödendiğinde yasal statüye geçiyor ve devlet cihazın kullanımına izin veriyor. Ancak kayıt yapılmazsa, belli bir süreden sonra cihazın hattı tamamen kapanıyor; görüşmeler sonlanıyor, sinyal kesiliyor ve cihaz artık iletişim kuramıyor,” dedi.
GÖRÜNÜRDE TASARRUF, GERÇEKTE KAYIP
Köker, kullanıcıları şu sözlerle uyardı: “Kaçak telefon almak kısa vadede avantajlı gibi görünebilir. Ancak uzun vadede hem teknik servis hizmetinden mahrum kalır, hem de cihazınızın şebeke bağlantısı kesildiğinde onu bir müzik çalar gibi kullanmak zorunda kalırsınız. Bir cihazın çalışması, onun yasal olduğu anlamına gelmez. Sistem sizi tanımıyorsa, o cihaz aslında ölüdür,” dedi.
DEVLET BÜTÇESİNE ETKİSİ: KAYBEDİLEN VERGİ, KAYBEDİLEN HİZMET
Kaçak telefonlar yalnızca bireyleri değil, ülke ekonomisini de olumsuz etkiliyor. Kaçak cihazlardan vergi, gümrük ve kayıt ücreti ödenmediği için devletin vergi gelirleri azalıyor. Azalan vergi geliri, sağlık, eğitim ve altyapı gibi kamusal hizmetlerin finansmanını daraltıyor. Kayıt dışı satışlar ayrıca yasal satıcılarla haksız rekabet oluşturuyor ve vergisini ödeyen esnaf zarar görüyor.
